Aklımda Kalanlar...
Zaman akıyor, koşturmaca son sürat devam ediyor. Oyunlar,
filmler, kitaplar; geçtiğim sokaklar… İstedim ki birkaç cümle bırakayım, aklımda
kalanlardan…
Galiz Kahraman.
İhsan Oktay’ın merakla ve hevesle beklediğim yeni romanı. Hayret ki Yedinci Gün’den
bir yıl sonra, beklendiğinden erken bir vakitte geldi; mutlu etti. Yedinci Gün’de
bir değişimin sinyalini veren İhsan Oktay Anar, Galiz Kahraman’da “değiştim” diyor.
Göndermeleri, eleştirileri çok daha açık; daha yüzeysel görünen fakat yine
katman katman açılan bir hikayeyle selamlıyor bizi. Ben Galiz Kahraman’ı çok
ama çok sevdim. Hatta Ruhuna
Kitap’ta da yazdım. Muhakkak okuyun derim; hem Galiz Kahraman’ı hem de yazımıJ
Hamlet. Bu sezon
hem DT’de hem de Moda Sahnesi’nde
sahneleniyor. Ben yalnızca Moda Sahnesi’ndekini izleyebildim ve bayıldım! Onur Ünsal’ın muazzam oyunculuğu, Timur
Acar’ın performansını ve metnin mekandan ve zamandan azade yorumunu çok
beğendimJ Aksak
yanları da yok değil elbette ama Onur Ünsal oyunu o kadar yükseltmiş ki
bütünsel bakınca bu sezonun en iyi oyunlarından biri olacak gibi duruyor. Moda
Sahnesi de hem oyunları hem de film gösterileri ve etkinlikleriyle ayağımı
karşıya alıştırıyor iyice. Çok keyifli, çok güzel bir mekan olmuş. Bence Moda Sahnesi’ne
gidin ve Hamlet’i illaki izleyin!
Sessizlik. İstanbul
Devlet Tiyatroları’nın, geçen sene Afife Tiyatro Ödülleri’nde En Başarılı
Prodüksiyonu Ödülü’nü kazanan oyunu. Geçen sezon izleyememiştim; nihayet geçen
hafta Üsküdar Tekel Sahnesi’nde seyredebildim. Öncelikle, bu sahneye ilk kez
gitmiş biri olarak söyleyeyim, çok güzel bir sahne olmuş! Yeri, ulaşımı, tarihi dokusu; gidilesi ve bol
bol oyun izlenilesi bir mekan. Sessizlik ise gerçekten DT’nin başarılı bir
prodüksiyonu. Feminist bir hikaye, iyi bir reji ve oldukça iyi performanslarla
sahneleniyor. Özellikle Funda Eryiğit’in oyunculuğu göz dolduruyor. Sessizlik,
kadın olmak, dinin ve otoritenin bireysel hayatlarımızdaki belirleyiciliği
üzerine güçlü bir hikaye ve başarılı bir yorum. Bence, izlenmeliJ
Zorlu PSM. Zorlu AVM’ye biraz mesafeliydim esasında. Hem
her yerin AVM dolması, hem şehrin ortasındaki saçma görüntüsü, hem trafiğe
vurduğu darbe sebebiyle uzak duruyordum. Ama İDSO & İdil Biret konseri
vesilesiyle avm içindeki Performans Sanatları Merkezi’ne gidince “helal olsun”
dedim. Zira İstanbul’a kocaman, güzel tasarlanmış, çok iyi bir salon kazandırmışlar!
Zorlu PSM, şu an İstanbul’daki en iyi
konser salonlarından birine sahip. Sanırım kirası sebebiyle, bilet fiyatları
biraz yüksek. Ama yine de, keyifli konserler, oyunlar ve müzikaller için
buradaki etkinlikleri takip etmek, kaçırmamak lazımJ
Savunma. Hakan
Gerçek’in yeni sahnesinde oynamaya başladığı, yeni oyunu. Yine tek kişilik
oyunda harikalar yaratan Hakan Gerçek. Yine bir portre. Amerika tarihinde ünlü
bir avukat olan Clarence Darrow'un hikayesini anlatıyor. İnsan hakları
savunucusu Darrow’un kariyeri, savunduğu kişiler ve davaları anlatan oyun;
bugüne, bugünün hukuk sistemine ve özellikle son günlerde memleketimizde olup
bitenlere dair ciddi göndermeler içeriyor. Savunma çok güçlü, düşündürücü ve
etkileyici bir oyun. Maya Cüneyt Türel
Sahnesi de Beyoğlu’nda, sıcacık kafesi, küçük salonu ve zengin sanatsal
etkinlikleriyle çok hoş bir sanat mekanı. Sık sık yolumu düşürmeye çalışacağım
bundan böyle. Bence siz de gidin ve mutlaka Savunma’yı izleyinJ
Tarkovski. Geçen
sene bir arkadaşımın tavsiyesiyle Nostalghia (Nostalji)’yı izlemiş ve Tarkovski’yle
tanışmıştım. Filmden, sahnelerden, şiirselliğinden o kadar etkilendim ki
Tarkovski hakkında okumaya başladım; önce Mühürlenmiş Zaman’ı bitirdim, ardından
Şiirsel Sinema’yı. Bir de Stalker’ı izledim. Tarkovski’nin peşi sıra gidecektim ama koşturmacalar arasında durakaldım. Ta ki geçenlerde, psikolog bir
arkadaşımla üzerine sohbet edene dek… Birlikte Tarkovski filmleri izleyelim,
üzerine okumalar yapalım dedik. Bir program hazırladı, ben de koşarak yeni
kitaplar aldım. Bu hafta sonu Ivan’ın Çocukluğu’nu izleyip kitaplar
karıştırmaya, sohbet etmeye başlayacağız. HevesliyimJ
İlk Şarkılar.
Fazıl Say'ın şiir dolu şahane albümü! Serenad Bağcan'ın duru sesi, Fazıl Say'ın
piyanosu ve şiir bir araya gelince insan tekrar tekrar dinliyor bütün şarkıları
iTunes'tan albümü indirdiğim günden beri, özellikle Dört Mevsim, ki bir Cemal
Süreya şiiridir, ve İnsan İnsan'ı kaç kez dinledim bilmiyorum. Son zamanlarda
dinlediğim ve beni en çok etkileyen albümlerden biri. Pek sevdim, dinlemenizi
tavsiye ederimJ
Yorumlar
Yorum Gönder